Suriye'nin diktatör lideri Beşar Esad, uzun yıllardır kendi halkına karşı uyguladığı insanlık dışı yöntemlerle dünya kamuoyunun tepkisini toplamış bir figürdür. Son dönemde medyada Esad rejiminin işkencehanelerine dair çıkan haberler ve görseller, yaşanan zulmün boyutlarını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, hem insani hem de İslami değerlerle tamamen çelişmektedir.
İslam’da İşkence Yasaktır
İslam dini, insan onurunu ve temel haklarını korumayı esas alır. İşkence, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in (sav) hadisleri ile açıkça yasaklanmıştır.
- Kur'an'da İşkencenin Reddi: İnsanlara zulüm yapmak, onların bedenine ve ruhuna zarar vermek İslam’ın temel prensiplerine aykırıdır. "Kim bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur" (Maide Suresi, 32) ayeti, haksız yere cana kıymanın büyüklüğünü vurgular.
- Hz. Muhammed’in Örnekliği: Peygamber Efendimiz, savaş zamanlarında dahi masum sivillere, esirlere ve yaralılara zarar verilmesini kesin bir dille yasaklamıştır.
Esad’ın Müslümanlıkla Bağdaşmayan Zulümleri
Esad rejiminin uygulamaları, İslam'ın bu evrensel insani ve ahlaki ilkelerine tamamen aykırıdır. Kendi halkına yönelik işlediği suçların başlıcaları şunlardır:
İşkencehaneler ve İnsanlık Dışı Muamele
- Son yıllarda Esad rejiminin hapishanelerinde işlenen işkencelerle ilgili ortaya çıkan belgeler, rejimin vahşetini tüm çıplaklığıyla göstermektedir. Esir alınan kişiler, günlerce aç bırakılmakta, elektrik verilerek işkence görmekte, darp edilmekte ve hatta öldürülmektedir.
- Kadınlara yönelik cinsel saldırılar, Esad rejiminin zulmünün bir diğer karanlık yüzüdür.
- Çocuklar dahi bu işkencelerden nasibini almakta, eğitim çağındaki masum bireyler hapishanelerde insanlık dışı şartlarda yaşam mücadelesi vermektedir.
Varil Bombalarıyla Toplu Katliamlar
- Esad, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde sivillere yönelik saldırılarda varil bombaları kullanarak yüz binlerce masum insanın ölümüne neden olmuştur. Bu bombalar, ayrım gözetmeksizin kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef almıştır.
- Hastaneler, okullar ve camiler gibi sivillerin bulunduğu yerlerin bombalanması, rejimin ne denli acımasız olduğunu ortaya koymaktadır.
- Bu saldırılar, uluslararası hukuka göre savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmesine rağmen, Esad hiçbir yaptırımla karşılaşmamıştır.
Kimyasal Silah Kullanımı
2013’te Şam’ın Doğu Guta bölgesinde yapılan kimyasal saldırı, Esad rejiminin işlediği en büyük savaş suçlarından biridir. Sarin gazı kullanılarak yapılan bu saldırıda yüzlerce masum sivil, nefes dahi alamadan hayatını kaybetmiştir.
Mülteci Krizine Neden Olması
Esad’ın uyguladığı baskı ve şiddet, milyonlarca Suriyeliyi evlerinden ve yurtlarından ederek mülteci konumuna düşürmüştür. Bugün milyonlarca Suriyeli, dünyanın dört bir yanında yaşam mücadelesi vermektedir.
Esad’ın İslam’dan Uzak Yönetimi
- Esad rejimi, İslam’ın öğretilerini ve ahlaki ilkelerini hiçe saymaktadır. Bir Müslüman liderin, halkını koruması, adaleti sağlaması ve insan onurunu yüceltmesi beklenirken, Esad tam tersine kendi halkını katletmekte ve ülkede bir korku imparatorluğu kurmaktadır.
- Zulme Dayalı Yönetim: Esad rejimi, halkını yönetmek için korkuyu ve şiddeti bir araç olarak kullanmaktadır. Bu, İslam’ın yönetim anlayışıyla taban tabana zıttır.
- İslami İlkelerin Yok Sayılması: Adalet, merhamet ve insan hakları, İslam’ın temel taşlarıdır. Esad rejimi ise bu değerlerin hiçbirini benimsememekte ve halkına zulmetmektedir.
- Esad’ın işlediği suçlar, yalnızca insani değerleri değil, İslam’ın evrensel ahlak anlayışını da hiçe saymaktadır. Kendi halkına karşı işkencehaneler kuran, varil bombaları ve kimyasal silahlarla masum insanları katleden bir liderin, İslam’la bağdaştırılması mümkün değildir. Dünya kamuoyunun ve İslam ülkelerinin bu zulümlere sessiz kalmaması, adaletin sağlanması adına hayati öneme sahiptir.
- Adalet, merhamet ve insan hakları, her şeyden önce savunulması gereken değerlerdir. Esad rejiminin bu değerleri hiçe sayarak gerçekleştirdiği zulüm, tarihte kara bir leke olarak kalacaktır.
Henüz Yorum Yapılmadı.
Yorum Yap