Urartuların Dili Urartuca
Urartuca, MÖ 9. ve MÖ 6. yüzyıllar arasında Urartu Krallığı’nın resmi dili olarak kullanılmıştır. Bu dil, Van Gölü çevresinde, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan Urartuların devlet ve dini yazışmalarında kullanılmıştır. Urartu Krallığı’nın Asur, Hatti ve Hurrilerle ilişkisi, dil üzerinde doğrudan etkiler bırakmıştır.
Dil ve Yazı Sistemi
Yazı Sistemi:
Urartuca çivi yazısıyla yazılmıştır. Bu çivi yazısı, Mezopotamya kökenlidir ve özellikle Asur çivi yazısından etkilenmiştir. Ancak Urartular, bu yazı sistemini kendi dil yapısına uygun hale getirmiştir.
Yazılar genellikle taş tabletler, kaya yüzeyleri ve stelere kazınmıştır. Devlet belgeleri ve kutsal metinler en yaygın yazılı belgelerdir.
Dil Yapısı:
Urartuca, Hurro-Urartu dil ailesine aittir. Bu dil ailesi, çevresindeki Sami veya Hint-Avrupa dilleriyle akraba değildir.
Ergatif bir dil yapısına sahiptir. Bu, öznenin geçişli fiillerde özel bir halde bulunması gerektiği anlamına gelir.
Aglutinatif (eklemeli) bir dil olup, anlam eklerle türetilir. Örneğin, kök kelimenin sonuna gelen eklerle yeni gramatik yapı oluşturulur.
Kelime dağarcığı ve dil bilgisi kısmen çözülmüştür, ancak birçok noktada hala belirsizlikler vardır.
Urartu Yazıtları
Konum ve Çeşitlilik:
Urartuca metinler genellikle Van, Ağrı, Erzurum, Kars, İran’ın kuzeyi ve Ermenistan’ın bazı bölgelerinde bulunmuştur.
En ünlü yazıtlardan biri, Van’daki Tuşpa Kalesi (Van Kalesi) üzerinde yer alan kitabelerdir. Bu yazıtlar, kraliyet başarılarını ve dini ritüelleri detaylandırır.
Urartu Kralları, özellikle savaş zaferlerini, inşa ettikleri yapıları ve tanrılara yaptıkları adakları kayıt altına almıştır.
Urartu tanrılarının isimleri ve tapınma biçimleri bu yazıtlardan öğrenilmiştir.
Dilbilimsel Çalışmalar
Araştırmalar:
Urartuca, ilk olarak 19. yüzyılda keşfedilen yazıtlar sayesinde incelenmeye başlanmıştır.
Dilin çözümünde Asur çivi yazısının bilgisi büyük rol oynamıştır.
Çivi yazısı, dilbilimciler tarafından analiz edilmiş ve dilin fonetik yapısı kısmen ortaya çıkarılmıştır.
Mehmet Kuşman:
Urartuca’yı okuyup yazabilen az sayıda kişiden biridir. Çavuştepe Kalesi’nde uzun yıllar rehberlik yapmış ve Urartuca yazıtları incelemiştir.
Kuşman’a göre dünyada Urartuca bilen kişi sayısı yaklaşık 12’dir. Bu kişiler genellikle akademisyenler ve dilbilim uzmanlarıdır.
Urartuca’nın Günümüzdeki Durumu
Konuşan Kalmadı:
Urartuca, ölü bir dildir. Günümüzde konuşanı bulunmamaktadır. Sadece yazılı kaynaklardan dilin yapısı ve kullanımı anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Dil Canlandırma Çalışmaları:
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde bu dili incelemek ve akademik çalışmalara kazandırmak için çaba gösterilmektedir.
Urartu mirasını tanıtmak amacıyla kültürel etkinlikler düzenlenmekte ve müzelerde sergiler yapılmaktadır.
Eğitim ve Koruma:
Urartuca üzerine yapılan çalışmalar genellikle akademik çerçevede kalmaktadır. Özellikle arkeoloji ve dilbilim öğrencileri tarafından incelenmektedir.
Urartuca Yazıtlarından Örnekler
Kral Menua’nın Yazıtları:
Kral Menua dönemine ait yazıtlarda, tanrılara sunulan adaklar ve krallığın genişletilmesine dair bilgiler bulunur. Örneğin:
“Tanrı Haldi’nin gücüyle...”
“Bu su kanalı, Tanrı Haldi’ye adanmıştır.”
Dinsel Metinler:
Tanrılar adına yapılan sunaklar ve ritüellerin detayları verilmiştir.
Urartuca’yı Bilen Akademisyenler
Dünyada Urartuca üzerine çalışan akademisyen sayısı oldukça azdır. Türkiye’de ve yurtdışında, özellikle arkeoloji ve eski diller alanında uzmanlaşmış bilim insanları bu dili araştırmaktadır. Bu kişiler dilin yapısı ve tarihsel önemini anlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Urartuca, tarihsel ve kültürel açıdan önemli bir dil olup, Doğu Anadolu ve çevresinin antik çağdaki kültürel yapısını anlamak için bir anahtar niteliğindedir. Günümüzde yalnızca çok sınırlı sayıda kişi bu dili çözümleyebilmekte ve çalışmalar devam etmektedir.
Henüz Yorum Yapılmadı.
Yorum Yap